Geleceğe İşbaşı Projesi devlet muhafazasında yetişen genç kızları hayata hazırladığı, onlara kendi ayakları üstünde durmayı öğrettiği bir yeterlilik hareketi. KADEM, devlet bakımı ve muhafazası altındaki genç kızlara 2016 yılından bu yana eğitim ve iş fırsatları sunduğu “Geleceğe İşbaşı” projesi ile yüzlerce kızın hayatına dokunmaya ve onların âlâ oluş hallerini değiştirmeye devam ediyor. Geleceğe İşbaşı Projesi Çocuk Takviye Merkezleri’nde Devlet muhafazası altında yaşayan 16-18 yaş ortasındaki genç kızlara mesleksel eğitim ve istihdam sağlamak maksadıyla geliştirilmiş. STK-kamu ve özel bölüm iş birliği modeline dayanarak, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı (ASHB), Ulusal Eğitim Bakanlığı (MEB) ve paydaş kurumlarla birlikte yürütülen Geleceğe İşbaşı Projesi (GİB) ile dezavantajlı kızların hayata hazırlanması amaçlanıyor. Projede genç kızlara farklı kategorilerde eğitimler veriliyor, staj ve istihdam imkanları sunuluyor. Bu sene 5. Etabı hayata geçirilen projede genç kızlara; 163 saat Bilgisayar İşletmenliği (Operatörlüğü) eğitimi, 72 saat Bilgisayarda Süratli Klavye eğitimi, 40 saat Diksiyon eğitimi, 275 saat Genel Muhasebe eğitimi verildi. Genç kızların zihinsel, duygusal, toplumsal ve ekonomik gelişimlerine katkı sağlamak, kişisel ve toplumsal hayatları için gerekli bilgi ve hünerleri kazandırmak emeliyle, Öz Farkındalık ve Gelişim, Şiddetsiz Bağlantı, Ruhsal Sağlamlık, Öz Şefkat ve Özgüven, Dert ve Gerilim İdaresi, Bağlantı Maharetleri, Toplum Önünde Konuşma eğitimleri verildi. Tıpkı vakitte öğrencilerin sosyo-kültürel gelişimlerini desteklemek emeliyle, 13 seans okçuluk ve 5 seans buz pateni dersi verildi, sinema gösterimleri düzenlendi, tiyatroya ve pikniğe gidildi.
165 GENÇ KIZA EĞİTİM İMKÂNI SUNULDU
Proje çerçevesinde eğitimciler ve alanında uzman isimler tarafından 6 ay boyunca Tecrübe Paylaşımları başlığı altında genç kızlara dini, manevi ve kültürel pahalar, yasal haklar, iş hayatında karşılaşılan zorluklarla gayret, medya okur-yazarlığı, inançlı toplumsal medya kullanımı ve sağlıklı ömür üzere 10 farklı alanda küme çalışmaları, seminerler, atölyeler düzenlendi. 26 haftalık eğitimi muvaffakiyetle tamamlayan genç kızlara staj ve iş imkanları sunuldu. Bu manada sponsor firmalarla irtibat kurularak, patronlarla ön görüşmeler ve iş görüşmeleri yapıldı, işe alım, evrak takibi, staj ve istihdam süreçleri gerçekleştirildi. Geleceğe İşbaşı Projesi’nde mezunlara program bitiminden sonra da takviye sürüyor. İki yıl boyunca süreç takipleri, mentorluk, ruhsal dayanak, barınma takviyesi verilirken güzel oluş halleri yakından takip ediliyor. Proje kapsamında şimdiye kadar toplam 165 genç kıza eğitim imkânı sunulmuş. Bunların 118’i eğitimi muvaffakiyetle tamamlamış ve 84’ü istihdam hakkı elde ederek kurumlara yerleştirildi. Geçtiğimiz günlerde de beşinci periyot mezunlarını veren Geleceğe İşbaşı Projesi’nde, 6 aylık eğitim periyodunu tamamlayan genç kızlar için merasim düzenlendi. Bu proje çerçevesinde beşinci periyot mezunlarından Gülben Tüfekçi, Yaren Pek, C.G ile dördüncü devir mezunlarından Güler Taraflı ve B.Ç ile konuştuk.
Ailemiz üzere bir ortam vardı
19 yaşında olan Güler Yalın ise, Geleceğe İşbaşı Projesi’nin dördüncü devir mezunlarından. 14 yaşında yurda adım atan Yalın, şu an açık öğretim lisesinde dokuzuncu sınıf öğrencisi. 2021 yılında altı aylık eğitimin sonunda özel bir şirkette istihdam edilen Yalın, şu an yönetici asistanı olarak çalışıyor. Pandemi periyodu olduğu için altı ay boyunca online olarak ön muhasebe dersi aldıklarını söyleyen Yalın, “Sadece eğitim odaklı üzere değildi, adeta ailemiz üzere bir ortam vardı” sözlerini kullanıyor. Online olmasına karşın hoş bir eğitim olduğunu lisana getiren Yalın, “Kızlara çok yardımcı oldular. Hocalarımız özel olarak ilgileniyorlardı bizimle. Bir problemimiz olduğu vakit da çabucak koşup geliyorlardı” halinde lisana getiriyor. “Özellikle bizim üzere yurtta kalan kız çocuklarına yönelik yapılan bu proje insanın içini sevgiyle kaplıyor” diyen Yalın, “Sen savaşmak istersen kazanırsın ancak yarı yolda bırakırsan kaybedersin” sözlerini kullanıyor. Çalışma hayatının da şu an çok güzel gittiğini lisana getiren Yalın, “Çalıştığım yerdeki sıcak ortam çok hoşuma gidiyor. Aslında çalışan üzere değilim. Müdürüm ile kanka gibiyiz” diyor.
Proje beni büyüttü
B.Ç. İkiz kardeşi S.Ç ile 15 yaşından beri yurtta kalıyor. Şu an 19 yaşında olan B.Ç, projenin dördüncü periyot mezunlarından. Şu an kardeşiyle birlikte özel bir hastanede çalışan B.Ç, faturalandırma vazifelisi olarak çalışıyor. Geleceğe İşbaşı Projesi’ne başladıklarında 17 yaşında olduğunu söyleyen B.Ç, eğitim alma konusunda birinci başta çok emin olamadığını söylüyor. “Emin olamamın sebebi rastgele bir başarısızlıktan fazla yalnızca alışma süreci nasıl olur bilemedim. Kendim için hoş bir şey başarmak istiyorum lakin tedirginlik vardı” diyor. Daha sonra altı aylık eğitimlerinde ön muhasebe dersi alan B.Ç, “Bizim sürecimiz pandemiye denk geldi. Lakin bu müddette hiçbir formda ihmal etmediler bizi. Sonrasında eğitimimizi tamamladık. İşe başlamadan evvel mülakat eğitimi verdiler” biçiminde anlatıyor. “Hedeflerim vardı ve KADEM elimizden tuttu” diyen B.Ç, “Çalıştığım için çok memnunum. Kendimle gurur duyuyorum. Çok güç bir başarıydı. Kendi tırnaklarımızla kazıyarak geldik buralara. Hayat kimseye altın tepside sunulmuyor. Herkes adım atabiliyor ancak herkes sonuç elde edemiyor. Bir şeyleri başarabilmek için fedakarlık gerekiyor. Aldığımız eğitimler ve iş hayatı benim amaçlarımı, hayallerimi genişletti. Öz inancımı arttırdı” sözlerini kullanıyor. “Bir sene içerisinde çok şey öğrendim” diyen B.Ç, “KADEM’in ve bu projenin bana kattığı en hoş şey beni olgunlaştırmış olması. Beni büyüttüğünü düşünüyorum. Kendimde buna çok uğraş ettim” diyor.
Bu proje hayata tutunmayı öğretti
Gülben Tüfekçi, 18 yaşında. Yurtla birinci tanışması yedi yaşında olmuş. Tüfekçi, “Geleceğe İşbaşı Projesi”nin beşinci devir mezunlarından. Önümüzdeki günlerde bir bankada işbaşı yapacak olan Tüfekçi, tam yurttan çıkmasına yakın KADEM ile tanıştığını söylüyor. Tüfekçi, “Danışmanım bir gün odasına çağırdı. Geleceğe İşbaşı Projesi’ni anlattı. Altı ay kadar eğitim göreceğimi söyledi ve sonrasında patronların bizi işe alacağını söyledi. Bana bu proje için ‘Seni seçtim’ dedi sonra. Ben de ne için seçtiğini sordum ve ‘Seni seçtim zira şu an okumuyorsun. Elinde bir diploman yok. Sağlam bir yerin olsun. Reşit olduktan sonra ben ne yapacağım deme diye” dedi. Geleceğe İşbaşı Projesi ile ilgili başlarda açıkçası hiç ümidim yoktu. Nasıl yapacağım, nasıl olacak diye düşünüyordum” diyerek başlarda tereddüdünün olduğunu anlatıyor.
ALTI AYDA ÇOK DEĞİŞTİM
“Sonradan yavaş yavaş eğitimleri aldıkça altı ayı gözümde çok büyütmüştüm” diyen Tüfekçi, altı aylık eğitimde diksiyon, süratli klavye, bilgisayar operatörlüğü eğitimleri aldıklarını bunun yanı sıra ebru sanatları, zarafet eğitimleri ve psiko-sosyal eğitimler aldıklarını lisana getiriyor. İrtibat kurmanın, güler yüzlü olmanın ehemmiyetini aldıkları derslerle daha düzgün anladığını söyleyen Tüfekçi’nin en sevdiği ise diksiyon dersleri olmuş. Ayrıyeten psiko-sosyal eğitimlerin de çok yararlanmış. Psiko-sosyal eğitimde iş hayatında nasıl davranmaları gerektiğini öğrendiklerini anlatan Tüfekçi, “Altı ayda çok değiştim. Bu da psiko toplumsal eğitimler sayesinde oldu. Bilgisayar, diksiyon dersi yalnızca eğiticiydi lakin psiko-sosyal eğitimle biz hayata hazırlandık. Neyin ne olduğunu yavaş yavaş görmemizi sağladı. Bu proje bize aslında hayata tutunmayı öğretti” diyor. “Bilmediğimiz şeyleri başardık” sözlerini kullanan Tüfekçi, eğitimlerin başında çok heyecanlı olduğunu, eğitimin bitişinde ise his seline kapıldığını tabir ediyor ve ekliyor: “İçimizi ısıtan kalpler vardı orada. O kadar hoşluk sunulmuştu ki bir anda bitmesi çok üzdü, yıprattı. Bir altı aya daha var mısın? deseler katiyetle koşa koşa giderim.”
Bizi geleceğe hazırlıyorlar
11 yaşından beri yurtta kalan Yaren Pek de beşinci periyot mezunlarından. Şimdi 16 yaşında olan Pek, kendisini çok makus hissettiği bir periyotta projeden haberdar olmuş. “Projeye katılma konusunda nasıl yapacağım diye başlarda biraz ürktüm” diyen Pek, aldıkları muhasebe, bilgisayar işletmenliği, diksiyon, süratli klavye, psiko-sosyal derslerinin hem ruhsal olarak hem de mesleksel eğitim olarak kendisine çok yardımcı olduğunu söylüyor. “Bunlar benim hiç öğrenemeyeceğim derslerdi” diyen Pek, aldıkları eğitimi şu sözlerle anlatıyor: “Özellikle şiddetsiz irtibat dersinde farkına vardım ki insanlara öbür gözle bakıyormuşum. Ben de farkında olmadan ruhsal şiddet uyguluyormuşum ve ders sayesinde bunu düzelttim. Diksiyon dersi sayesinde de bilmediğim birçok sözün yazılışını ve konuşurken yanlış söylem ettiğim sözleri düzelttim. Psiko-sosyal derslerinde uygulamalı olarak insanları nasıl anlayabileceğimi öğrendim. Etrafımdaki beşerlerle olağanda çok sert konuşuyorum. İnsanlara muhtaçlığımızı belirtmemiz gerekmiş. Lakin ben daima suçluyordum. Psiko-sosyal dersleri gördükçe değiştim. Artık insanları anlamaya çalışıyorum.”
Altı aylık eğitimin sonunda kendinde çok büyük değişikler gözlemlediğini lisana getiren Pek, birinci başlarda hiçbir şeye itimadının olmadığını söylüyor. Pek, “Şunu öğrendim ki aile olmak için kan bağına gerek yokmuş. Her formda de beşerler sizin yanınızda olabiliyor. Bu projeyle bana korkmamam gerektiğini, savaşabileceğimi öğrettiler” diyor. “Bizden sonraki gelecek öğrenciler için de çok hoş bir proje olduğunu düşünüyorum” diyen Pek, “Bizi geleceğe hazırlıyor. Bize her şartta inanıyorlar ve bir beşere ‘Sen başaramazsın değil de başarabilirsin’ diyorlar” sözlerini kullanıyor ve Pek de önümüzdeki günlerde bir bankada işbaşı yapacak.
Kendimizin farkına vardık
20 yaşında olan C.G’nin de yurtla birinci tanışması 16 yaşında olmuş. Beşinci devir mezunlarından olan C.G’de önümüzdeki günlerde işbaşı yapacak. Tıpkı vakitte şu an üniversiteye hazırlandığını söyleyen C.G, girişimcilik kısmını istediğini söylüyor. “Kursa birinci gittiğimde düz okul biçiminde olacak. En çalışkan hangisiyse onunla ilgilenecekler biçiminde düşünmüştüm” diyen C.G, “Geleceğe İşbaşı Projesi kapsamında diksiyon, ön muhasebe, bilgisayar operatörlüğü, süratli klavye eğitimleri aldım” diyor. C.G, birebir vakitte müelliflik eğitimleri aldıklarını ve eğitimlere katılan başarılı bayanların kıssalarını dinlediklerini ve örnek olduğunu söylüyor. “Kurumsal olarak birinci iş tecrübelerimizi yaşayacağız” sözlerini kullanan C.G, eğitimlerin bilhassa ruhsal açıdan çok büyük bir tesiri olduğunu söylüyor. C.G, “Ben çok sessiz, sakin biriydim. Etraftaki hiç kimseyle konuşmuyordum. Ancak kursta daima bizimle özel olarak ilgileniyorlardı. Bize yabancı bir unsurmuş üzere davranmıyorlar. Acınası olarak bakmıyorlar, olabilir olarak bakıyorlar. Evet makûs şeyler yaşadınız ancak geçmişte de bırakabiliriz diyorlar” halinde anlatıyor. Öz itimat açısından çok büyük tesiri olduğunu lisana getiren C.G, “İlk girdiğimiz ortamlarda birbirimize selam vermiyorduk. Lakin küme çalışmaları sayesinde herkes birbirinin hislerini, sıkıntılarını dinledi. Selam vermeyi, irtibat kurmayı öğrendik. Artık farklı ortamlara girince gerilmiyoruz, öz inançlı olduk” formunda anlatıyor. “Kendimizin farkına vardık” diyen C.G, “Psikolojik olarak birey olarak görmüyorduk kendimizi. Daima değersizlik hissi yüklendiği için paha gördüğümüz vakitte biraz afalladık. Sonra alıştık natürel. Olağan bir birey üzere. Değerli olan bedeldi bizler için” diyor.